Osteoporoz, artık herkes tarafindan bilinen
bir ortopedik hastalıktır. Diğer bir adıyla kemik erimesi; ortalama yaşam
süresinin artmasına bagli olarak, her geçen gün insanların özellikle de
bayanlarin hayatını tehdit eden bir konuma geldi. Dünyada 200 milyondan daha
fazla Osteoporoz hastası olduğuna inanılmakta ve Avrupa´da 50 ile 79 yaş aralığındaki
bayanların yüzde 12´sinin bu hastalıkla mücadele ettiği bilinmektedir. Bizi ya
da ailemizden birini mutlaka etkileyecek bu hastalıktan kendimizi ve çevremizi
koruyabilmemiz için, kemik erimesi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya
ihtiyacımız var.
Osteoporoz, kemiklerimizin
mikro mimari yapısına zarar veren ve kemik kaybına sebep olarak kırılma riskini
arttıran bir hastalıktır. Kemiklerimiz canlı yapılar olduğundan, osteoblast ve
osteoklast adı verilen kemik hücreleri tarafından sürekli bir yıkım ve yapım işlemi
içindedirler. Lokal ve sistemik hormonlar tarafından kontrol edilen bu işlem,
sağlımızla bir denge içindedir. Ancak bir nedenden dolayı yıkım işleminin
artması ve kemik yapımının azalması kemik kaybıyla sonuçlanır. Osteoporozda da
olan bu yıkım yapım dengesinin bozulmasıdır.